Türkiye Komünist Partisi Dokuzuncu Kongresi Türkiye Konferansı, Türkiye ve dünyadaki gelişmelere ilişkin aşağıdaki kararları almıştır.
1. Kriz ve işçi sınıfı hakkında
a) Türkiye Komünist Partisi, kapitalizmin krizini sermaye sınıfı adına fırsata dönüştürmek, emekçi kitleleri yoksulluk ve işsizliğe mahkum etmek isteyen AKP hükümetine karşı başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm toplumda güçlü ve giderek inisiyatifi ele alan bir direnç örgütlemekle görevlidir.
b) Türkiye Komünist Partisi, emekçi sınıfların ve emekten yana güçlerin dağınık tepkilerini örgütlü mücadele kanallarına akıtmak, farklı odaklar tarafından yürütülen çalışmaları mümkün olduğunca ortak hedeflere yönlendirmek ve emekten yana güçlerin koordinasyonunu sağlamak için bazı siyasi parti, sendika ve kitle örgütlerine çağrıda bulunacaktır.
c) Türkiye Komünist Partisi, işten çıkarmalara, ücretsiz izin uygulamalarına, çalışma saatlerinin keyfi biçimde belirlenmesine, reel ücretlerdeki gerilemeye karşı somut yasal düzenlemeler yapılması talebiyle bütün emekçi kesimleri birleştirecek bir çalışmanın başlatılması; sermaye hükümetinin toplumun tüm kesimleri tarafından aktif bir biçimde desteklenecek “genel iş bırakma”yla uyarılması konusunda emekten yana siyasi güçlerle görüşmelere başlayacaktır.
d) Türkiye Komünist Partisi, 1 Mayıs’ın İstanbul’da tek ve kitlesel bir gösteri ile kutlanmasının bu yıl kriz koşullarında daha da yaşamsal olduğu gerçeğinden hareketle, bütün sendika ve kitle örgütlerini, sol siyasi parti ve hareketleri bu doğrultuda tavır almaya çağırır. Parti, 1 Mayıs’ın “İşçi Bayramı” adı altında resmi tatil ilan edilmesi için etkili bir çalışma yürütecektir.
e) Türkiye Komünist Partisi, krizin Yurtsever Cephe’ye ve Yurtsever Cephe İşçi Birliklerine özel görevler yüklediğinin bilincinde olarak Konferans sonrasında Yurtsever Cephe’nin etkili ve devrimci bir kitle örgütlenmesine dönüşmesi için hızlı ve radikal adımlar atacaktır.
f) Türkiye Komünist Partisi, piyasacı, işbirlikçi ve gerici siyasal iktidara karşı şimdiye kadar “AKP’yi İstemiyoruz” ve “Ampulü Patlatıyoruz” adı altında sürdürülen çalışmaları daha kapsamlı bir biçimde, AKP hükümeti emekçi sınıfların örgütlü mücadelesi ile düşürülünceye kadar devam ettirecektir.
g) Türkiye Komünist Partisi, krizi işçi sınıfına saldırmak için mazaret olarak gören siyasal iktidarın ve patron sınıfının teşhiri konusunda bilimsel ve siyasal çalışmaları yoğunlaştıracaktır. Parti, özellikle Yurtsever Cephe İşçi Birliği’nin bu doğrultudaki hazırlıklarına yardımcı olacaktır.
h) Türkiye Komünist Partisi, krizin yalnızca emekçi sınıflar üzerindeki yıkıcı etkisini değil, sermaye egemenliğini zayıflatan, devrimci siyasete olanaklar sunan yapısını da dikkatle izlemektedir. Parti, ortaya çıkan devrimci olanakları değerlendirmek konusunda tereddüt etmeyecektir.
i) Türkiye Komünist Partisi, koşulların toplumun geniş kesimlerine sosyalizmin somut bir seçenek olarak sunulması için daha da elverişli hale geldiği ve ülkenin “ya sosyalizm ya barbarlık” yol ayrımına doğru yaklaşmakta olduğu gerçeğinden hareketle, önümüzdeki dönem güçlerini sosyalizm propagandası için daha fazla seferber edecektir.
2. Yerel seçimler hakkında
a) 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçimlere Türkiye Komünist Partisi Türkiye’nin her yerinde katılacaktır.
b) Bir sosyalist iktidar programına sahip olan TKP, İl Genel Meclisi seçimlerinde, bütün kentlerde, programına ve bu programın güncel siyasette somutlanan açılımlarına oy isteyecek, Türkiye çapında ulaştığı oyu önemseyecektir.
c) Türkiye Komünist Partisi, belediye başkanlıklarında, solun emperyalizme, gericiliğe ve piyasacılığa karşı ortak adaylar çıkarması için şu ana dek sürdürmüş olduğu yapıcı tavrın üzerine ilkesiz ve solu temsil etmekten uzak birlikteliklerin ya da solla ilişkisi olmayan adayların gölgesinin düşmesine izin vermeyecektir. TKP, solun değerlerini ve politikalarını temsil etme özelliğine sahip başka siyasi partilerin adaylarını ya da bağımsız adayları desteklemekte tereddüt etmeyeceği gibi, solun ortak adayının çıkmadığı yerlerde kendi adayını göstermekten de çekinmeyecektir.
d) Türkiye Komünist Partisi, bazı siyasi parti ve gruplarla oluşturulan “Biz Varız” platformunun merkezi çalışmalarından çekilmiştir. Platformun ilkelerine sadık kalınan yerelliklerde TKP çalışmalara aktif olarak katılmaya devam edecektir.
e) Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin daha önce aldığı karar doğrultusunda, işbirlikçiliğin, gericiliğin ve piyasacılığın baş aktörü olan AKP’nin kazandığı tüm mevzilerden geriletilmesi seçimlerde ana hedeflerden biri olacaktır.
f) Türkiye Komünist Partisi, seçimlerde sosyalizmi temsil etmenin sorumluluğuyla hareket edecek, Türkiye’nin devrimci bir dönüşüme olan gereksinimine işaret edecektir. Hiçbir görev emekçi sınıfların emperyalizme ve kapitalizme karşı örgütlenme gereksiniminin önüne geçemez; hiçbir sorun, Türkiye toplumunun sosyalist seçenekle tanıştırılması görevinin ertelenmesine neden olamaz!
g) Türkiye Komünist Partisi, gençliği liberalizm, milliyetçilik ve tarikatlara bırakmamak için bir dizi karar almıştır. Genç bir nüfusa sahip olan ülkemizin içinden geçtiği kritik evrede belirleyici olan gençliğin siyasi ve ideolojik tercihleri olacaktır. 1 Mart’ta toplanacak ve sonrasında kurumsallaşacak olan Genç Meclis, gençliğin emperyalizme ve gericiliğe karşı durma, bağımsız ve aydınlık bir Türkiye’yi kurma irade ve yeteneğini sergileyecektir. Seçimlerde de Türkiye Komünist Partisi, genç işçilerin, öğrencilerin örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket edecek, “Gençler Göreve” diyecektir.
h) Türkiye Komünist Partisi, hiçbir yerde ve hiçbir koşulda Türkiye solunun bugünkü etkisizliğinin temel nedenlerinden biri olan CHP’ciliğe prim vermeyecektir. Karayalçın, Kılıçdaroğlu gibi isimlerin emekçi halkımıza birer kahraman gibi sunulmasına, solla hiçbir ilgisi olmayan, yerel yönetimlerin rant paylaşım aracı olarak kullanılmasına ve piyasa mekanizmalarının bir parçası haline gelmesine geçmişte büyük katkılar yapan CHP’nin bir kez daha halkımızın çaresizliğini istismar etmesine izin verilmeyecektir. Kimse Türkiye Komünist Partisi’nden ismine, ilkelerine ve misyonuna ihanet etmesini beklememelidir.
i) Tüm parti örgütleri 15 Mart günü İstanbul’da “Ya Osmanlı’ya Dönüş, Ya Sosyalist Cumhuriyet!” adıyla yapacağımız büyük mitingin çalışmalarına derhal başlamalı, bu miting sömürü düzenine ve emperyalizme karşı sosyalizmin şölenine dönüştürülmelidir.
3. Kürt sorunu hakkında
a) TKP, Kürt sorununun Türkiye’de yaşayan bütün ulusların eşitliği temelinde çözümü için emperyalist ülkelerin devre dışı bırakılmasının mutlak bir zorunluluk olduğu düşüncesindedir. Halkların kardeşliği ancak emperyalizme karşı mücadelede gelişebilir, halklarımızı birbirine düşürmek isteyenlerin oyunu ancak bu mücadeleyle bozulabilir. Türkiye Komünist Partisi, Türk, Kürt bütün ilerici güçleri, aydınları emperyalist ülkelerin Kürt sorunu üzerindeki rolünü ciddiye alarak politika üretmeye davet eder.
b) ABD ile AKP hükümeti, Kürt sorununda Barzanici çözüm üzerinde anlaşmışlardır. Türkiye Komünist Partisi, Kuzey Irak’taki ABD maşası Kürt gerici liderlerinin Türkiye halklarına bir umut diye sunulmasına, “çözüm” diye sunulan bu planla Türkiye’nin ABD’nin bölgesel planlarına daha fazla bulaştırılmasına izin vermeyecektir.
c) Türkiye Komünist Partisi, emperyalizme, gericiliğe, piyasacılığa tavır almadan Kürt yoksulunun çıkarlarının savunulamayacağını, Türkiye’de yaşayan bütün emekçilerin bugünkü sömürü düzenine karşı birlikte mücadelesine dayanmayan her tür politik açılımın gericiliğin ve emperyalizmin ekmeğine yağ sürdüğünü bir kez daha ilan etmektedir.
d) Türkiye Komünist Partisi, ABD veya Avrupa Birliği’ni kurtarıcı olarak gören Kürtlere gerçek çözümü, Kürt sorununu ABD ve AB tarafından yaratılmış yapay bir sorun olarak gören Türklere gerçek düşmanı göstermekle yükümlüdür.
e) Türkiye Komünist Partisi, Kürt sorununun halklarımıza karşı bir şantaj, ülkemize karşı bir müdahale aracı olarak kullanılmasından rahatsız olan, milliyetçilerin inkar ve imha çığırtkanlığından, liberalgerici ittifakının emperyalizmin Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye planlarına denk düşen hezeyanlarından bıkan, Türklerin, Kürtlerin, bütün uluslardan insanların bu ülkede özgür ve eşit yaşamasını isteyen geniş bir kesimin istek ve taleplerinin siyasal alana taşınması için birkaç aydır sürdürdüğü çalışmaları kısa sürede tamamlayacaktır.
4. Ergenekon operasyonu hakkında
a) Türkiye Komünist Partisi, Ergenekon operasyonunun NATO eliyle kurulmuş olan kontrgerillanın ve genel olarak devlet içindeki yasadışı örgütlenmelerin tasfiyesi için yürütülmekte olduğuna ilişkin iddiaların hiçbir biçimde gerçeği yansıtmadığını bir kez daha vurgulamak gereksinimi hissetmektedir.
b) Ergenekon operasyonu, ABD’nin Türkiye’ye bölgesel yeni misyonlar yüklemek ve daha önemlisi Türkiye’yi yeniden biçimlendirmek için yaptığı kapsamlı müdahalelerin bir parçasıdır.
c) Ergenekon operasyonu ile birlikte liberalislamcı kesimlerin Türkiye solunu karalamak, sosyalizmin geçmiş değerlerini gözden düşürmek, devrimci örgütlenmeleri devletin suç örgütleriyle ilişkilendirmek için yürüttükleri kampanyalara karşı Türkiye Komünist Partisi bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hiç ödün vermeksizin mücadele edecektir.
d) Devletin “komünizme karşı mücadele” amacıyla kurulmuş, sonrasında sayısız komünist, devrimci, ilerici ve Kürt siyasetçinin canını almış olan yasadışı örgütlenmelerinin teşhiri, Türkiye’de sermaye egemenliğinin teşhiridir. Bu bağlamda TKP, daha önce dile getirdiği gibi, öncekiler bir yana, 1980 12 Eylül faşist darbesinden bugüne Türkiye Cumhuriyeti’nde görev yapan bütün Cumhurbaşkanları, Genelkurmay Başkanları, Başbakanlar, İçişleri Bakanları ve Emniyet Müdürleri hakkında soruşturma açılmasını, bu soruşturmalara devletin hukuksuz uygulamalarından zarar gören bütün vatandaşlar ve onların yakınlarının katılmasını, siyasi partilerin sürece müdahil olabilmesini, NATO ile yapılan bütün gizli anlaşmaların açıklanmasını ve NATO üyeliği konusunun referanduma götürülmesini talep eder.
e) Türkiye Komünist Partisi, solculuk adına Ergenekon operasyonuna destek veren tüm liberal kesimlere karşı keskin bir ideolojik mücadele sürdürmeye devam edecek, bu çevrelerin AKP hükümeti, Avrupa Birliği ve kimi örneklerde ABD ile çıkar ortaklığının ipliğini pazara çıkaracaktır.
5. Genç Meclis hakkında
a) Türkiye Komünist Partisi 9. Kongresi atölyelerde, fabrikalarda, liselerde, üniversitelerde karşımıza çıkan, toplumsal mücadeleye her gün biraz daha fazla katılmaya başladığını gördüğümüz gençleri ülkemizin geleceği olarak selamlamaktadır. Kongremiz, tüm parti örgütlerine gençliği örgütleme ve siyasal mücadeleye katma görevinin, bugünün devrimci görevlerinin başında geldiğini bildirir.
b) Parti ve Yurtsever Cephe içindeki gençlik önderlerimizin öneri ve girişimleri sonucu gündeme gelen Genç Meclis’in önemine, ülke çapında gençliği birleştiren, tartıştıran ve kendi geleceği için harekete geçmeye yönelten bir çalışma olarak işaret eden kongremiz, tüm parti örgütlerimizi bu çalışmanın en etkili bir biçimde örgütlenmesi için göreve davet eder.
6. Yurtsever Cephe hakkında
a) ABD’nin Irak’a dönük saldırı hazırlıkları sürdüğü sırada ortaya çıkan İşgale Karşı Komiteler ve ardından Avrupa Birliği’ne karşı oluşan örgütlenmelerin birikimi üzerine kurulan Yurtsever Cephe, Türkiye’de emperyalizme karşı mücadele söz konusu olduğunda önemli bir rol üstlenmiş, yurtseverliğin emekçi kesimler ve öğrenciler arasında yaygınlaşmasına yardımcı olmuştur. Türkiye Komünist Partisi’nin toplumsallaşma kanallarını da genişleten Yurtsever Cephe’nin önümüzdeki dönem kitleselleşme atağı gerçekleştirmesi için yeni olanaklar ortaya çıkmıştır. Parti bu olanakları değerlendirmek için hiç zaman yitirmemelidir.
b) Yurtsever Cephe İşçi Birlikleri ve Yurtsever Cephe Öğrenci Birlikleri, Yurtsever Cephe’nin iki önemli unsurudur. Kriz koşullarında bu örgütlerin işlev ve yapılanmaları yeniden tarif edilmeli, Yurtsever Cephe örgütlerinin yatay ve yaygın bir biçimde büyümelerinin önüne geçen bütün öznel nedenler hızla bertaraf edilmelidir. Yurtsever Cephe’nin yeniden yapılanma süreci 1 Mayıs öncesinde tamamlanmalıdır.
7. Filistin’le dayanışma hakkında
a) Türkiye Komünist Partisi, İsrail’in Gazze’ye dönük son saldırısına büyük bir kararlılıkla direnen bütün Filistinli kardeşlerimizi, yoldaşlarımızı, dava arkadaşlarımızı devrimci duygularla selamlar. İsrail’in saldırganlığına ve ona cesaret verenlere karşı Türkiye toprağındaki tepkilerin dinci gericiliğe teslim edilmemesi; Filistin halkının mücadelesinin tarihsel taşıyıcısı olan ama şu dönemde çeşitli nedenlerle öncü rollerini geçici olarak İslamcı akımlara kaptırmış olan Filistin devrimci hareketi ile dayanışmanın güçlendirilmesi için başından beri çaba harcayan Türkiye Komünist Partisi bu vesileyle bütün Türkiye’de haftalar boyu İnsanlık Nöbeti’ne duran tüm partilileri ve dostlarımızı kutlar.
b) Türkiye Komünist Partisi, Ortadoğu’nun başka ülkelerinde olduğu gibi Filistin’de de emperyalizmin ve siyonizmin saldırılarına karşı İslamcı örgütlerin mücadelesine büyük saygı duymakta ve bu mücadeleyi desteklemektedir. Bununla birlikte, bu hareketlerin ciddi çelişkilerle malul olduğu, antiemperyalist konumlanışlarının kararsız ve birçok örnekte geçici özellikler taşıdığı da açıktır. TKP, bundan sonra da, Ortadoğu’daki islamcı hareketlerin bu çelişkili doğasını hesaba katan politikalar izleyecek ve esas olarak seküler, ilerici, antiemperyalist hareketleri muhatap alacaktır.
c) Son Gazze saldırısı, Filistin davasının başta Filistinli işbirlikçi örgütler olmak üzere, Arap dünyası içindeki düşmanlarının en az İsrail kadar tehlikeli olduğunu göstermektedir. FKÖ lideri Abbas’ın, İsrail saldırıları karşısındaki tutumu bu açıdan kabul edilemez. Türkiye Komünist Partisi açısından bu tutumun bir rastlantı olmadığı son derece açıktır.
d) Türkiye Komünist Partisi, Türkiye’nin Gazze’ye Barış Gücü adı altında asker yollamasına kesinlikle karşıdır. Bu güç, ABD planları doğrultusunda hareket edecektir. Türkiye Komünist Partisi, bu vesileyle, Türkiye’nin askeri birliklerini Lübnan’dan, Afganistan’dan, Kıbrıs’tan ve diğer ülkelerden derhal çekmesini bir kez daha talep etmektedir.
e) Türkiye Komünist Partisi, İsrail’le ilişkiler konusundaki ikiyüzlü tutumunu Gazze saldırıları sırasında da sürdüren, İsrail’e somut herhangi bir karşılığı olmayan eleştiriler yönelten AKP iktidarının ABD planları doğrultusunda Ortadoğu projelerinde rol üstlendiğine dikkat çekmek durumundadır. En son Davos zirvesinde Başbakan Erdoğan’ın sergilediği tavır, son tahlilde Arap dünyasında Türkiye’nin etkisini artırmaya dönük bir şov olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’nin İsrail’le bütün stratejik işbirliği anlaşmaları, ticareti ve silah alımları sürmektedir. TKP, yalnızca halkımızı değil, dünyadaki bütün dost ve kardeş partileri AKP hükümetinin nasıl büyük bir oyunun aktörü olarak hareket ettiği konusunda uyarmayı görev bilir.
f) Türkiye Komünist Partisi, Filistinle dayanışmanın sürekliliğini sağlayacak kurumsal bir örgütlenme konusunda çalışmalara başlayacaktır.
g) Türkiye Komünist Partisi, Filistinle dayanışma amacıyla siyasi bir heyetin eşlik edeceği bir sağlık ekibi yollayacaktır.
8. Uluslararası dayanışma hakkında
a) Türkiye Komünist Partisi, Amerika Birleşik Devletleri’nin 50. Yılını kutlayan sosyalist Küba’ya karşı saldırgan ve müdahaleci politikalarını ve sürmekte olan ablukayı şiddetle protesto ederken, devrimci Küba ile olan dayanışma duygularını bir kez daha teyid etmek ister. TKP 9. Kongresi, ABD hükümetinin elinde tutsak bulunan 5 Kübalı yurtseverin derhal serbest bırakılması çağrısını yineler.
b) Türkiye Komünist Partisi, Latin Amerika’da başta Venezuela ve Bolivya olmak üzere, devrimci dönüşümleri zorlayan halkçı iktidarları yürekten selamlar. Bu ülkelerin ABD emperyalizmine karşı ortaya koydukları direncin tarihsel öneme sahip olduğunun altını çizer. Bu ülkelerdeki komünist partilerin devrim sürecindeki rollerini fazlasıyla önemseyen TKP, bu partilerle her tür dayanışmayı sürdüreceğini ilan eder.
c) Türkiye Komünist Partisi, devrimci mevzileri koruyan kahraman Vietnam halkına, ABD baskılarına karşı yıllardır direnen Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne devrimci selamlarını iletir.
d) Türkiye Komünist Partisi, dünya ilerici hareketi içerisinde devrimci komünist ilke ve değerlerin güçlenmesi konusunda sürdürdüğü çabaları yoğunlaştıracaktır. İnsanlık zor bir dönemden geçmektedir ve bu zor dönemde komünist hareketin daha fazla sorumluluk alması gereklidir. ABD ve Avrupa emperyalizmine karşı mücadeleye gereken önemi vermeyen, hatta bazı başlıklarda açıkça emperyalist projelerin parçası haline gelen, bağımsızlık ve ulusal egemenlik gibi olguların geçerliliğini yitirdiğini ileri süren, devrimci olanakları yadsıyan ve devrim fikrini “demokrasi” kavramıyla boğmaya çalışan “sol”un etkisinin kırılması, emekçi yığınların bir kez daha emperyalizme ve kapitalizme karşı konumlanması için mutlak bir gerekirliliktir. TKP, uluslararası arenada marksizmleninizmin, gerçek komünist hareketin yeni mevziler elde etmesi için dost ve kardeş partilerle birlikte davranmaya devam edecektir.
9. Felaketin Eşiğinde broşürü hakkında
a) Türkiye Komünist Partisi 9. Kongresi 2008 Parti Konferansı’nda oybirliği ile kabul edilen Felaketin Eşiğinde adlı broşürün önümüzdeki dönemin devrimci görevlerine işaret eden bir temel belge olarak daha etkili bir biçimde kullanılmasını karar altına alır.
b) Felaketin Eşiğinde metni “Felaketin Eşiğinde: Türkiye’de Sosyalizmin Tarihsel Meşruiyeti” adıyla yeniden basılıp yaygın bir biçimde dağıtılacaktır.
c) “Felaketin Eşiğinde: Türkiye’de Sosyalizmin Tarihsel Meşruiyeti” belgesi, bütün parti birim ve örgütlerinde yeniden tartışılacak ve aday üye eğitimin sürecinde kullanılan temel metinlerden biri olacaktır.
10. Örgütlenme görevi hakkında Türkiye Komünist Partisi’nin 9. Kongresi, bütün partililerin ve parti örgütlerinin önüne birincil görev olarak ÖRGÜTLENME’yi koymuştur. Parti üstlendiği devrimci görevleri ancak büyüyerek ve toplumsal desteğini artırarak yerine getirebilir.
İndir