Bombalara boyun eğmeyeceğiz

Antep'te bir düğün gününde şeriatçı terörün kıyımına uğrayan kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz.

Ülkemiz bir süredir büyük acıların, karanlık bir korku atmosferinin yurdu olmuştur.

Bu yılın başında Sultanahmet'te patlayan bombanın ardından parti olarak yaptığımız açıklama aylar sonra gerçekliğini ve sıcaklığını koruyor:

“Kör şiddet uzunca bir süredir dünyada temel siyaset aracı haline gelmiş durumda. Bu türden eylemlerde kimin imzası olursa olsun, zarar gören her durumda halk oluyor. Siyasi iktidarlar, bu tür eylemlere bazen göz yumuyor bazense doğrudan planlıyor. Kimi örneklerde ise devletler ya da emperyalist merkezler arasındaki çekişmeler sırasında katliamlar organize ediliyor. Ülkemizde son dönemde bu türden eylemler hep tek bir örgüte işaret etti: IŞİD. Bu noktada bu eylemlerin kime hizmet ettiği, kime yaradığı sorusuna yanıt vermek zorlaşıyor. Çünkü Komünist Parti'nin defalarca vurguladığı gibi, kör şiddetin bir temel siyaset aracı haline gelmesi, siyasetin artık ilkelerle, programla değil kapalı kapılar ardında ve kirli pazarlıklarla yürütülmesinin sonucu.”

Bombalara boyun eğmeyeceğiz

Antep'te bir düğün gününde şeriatçı terörün kıyımına uğrayan kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz.

Ülkemiz bir süredir büyük acıların, karanlık bir korku atmosferinin yurdu olmuştur.

Bu yılın başında Sultanahmet'te patlayan bombanın ardından parti olarak yaptığımız açıklama aylar sonra gerçekliğini ve sıcaklığını koruyor:

“Kör şiddet uzunca bir süredir dünyada temel siyaset aracı haline gelmiş durumda. Bu türden eylemlerde kimin imzası olursa olsun, zarar gören her durumda halk oluyor. Siyasi iktidarlar, bu tür eylemlere bazen göz yumuyor bazense doğrudan planlıyor. Kimi örneklerde ise devletler ya da emperyalist merkezler arasındaki çekişmeler sırasında katliamlar organize ediliyor. Ülkemizde son dönemde bu türden eylemler hep tek bir örgüte işaret etti: IŞİD. Bu noktada bu eylemlerin kime hizmet ettiği, kime yaradığı sorusuna yanıt vermek zorlaşıyor. Çünkü Komünist Parti'nin defalarca vurguladığı gibi, kör şiddetin bir temel siyaset aracı haline gelmesi, siyasetin artık ilkelerle, programla değil kapalı kapılar ardında ve kirli pazarlıklarla yürütülmesinin sonucu.”

Bombalarla, halkın kör terör yoluyla sindirilmesinden başka bir anlamı olmayan kanlı saldırılarla yürütülen siyaset, halksızlaştırılmış bir siyasettir.

Bir değil, bin darbe atlatsanız da, eğer patlatılan bombalarla, yaratılan korku atmosferiyle halk iradesine ipotek konuluyorsa, ortada demokrasi yoktur.

IŞİD gibi kanlı karanlık bir örgütü besleyen, komşu ülke Suriye'yi kana bulamak için bu örgütü harekete geçiren ve bununla yetinmeyip kendi ülkesinin de bu örgütün eylemleriyle kana bulanmasından fayda umanlar, halk iradesinin bir numaralı düşmanıdır.

Nereden gelirse gelsin, kimi hedef alırsa alsın, kim neyi amaçlarsa amaçlasın... Caddelerde, pazarlarda, düğünlerde patlatılan bombalarla yapılan kanlı siyaset halk düşmanıdır.

Bu ülkede toplumun talep ve isteklerini göstermekten bütünüyle uzaklaştırılan, halksızlaştırılan siyasette, halk iradesinin yerini kör terör, patlayan bombalar ve zorbalık doldurmaktadır.

Milli iradeden, halkın temsilciliğinden söz edip, sözde darbelere, asker vesayetine karşı durduğunu iddia edip, bu kanlı siyaset oyununda, kör terörü bir yöntem olarak benimseyen iki yüzlü siyasetçiler, halk iradesinin temsilcisi değil düşmanıdır.

Siyaseti halksızlaştıran kör teröre kesin ve samimi bir karşı duruş, bu kanlı yöntemlerin tetikçiliğini üstlenenlerin üzerine mutlak bir kararlılıkla gidilmesi siyasette halka yer açılması için tek yoldur.