Boyun Eğme 62

-Haftalık siyasi dergi Boyun Eğme'nin 62’inci sayısı “Gelecek Boyun Eğmeyenlerin” manşetiyle okurlarıyla buluştu

“Başkanlık, Türkiye kapitalizminin yönelimleri ve emparyalist dünyanın çelişkileri üzerine güncel tezler ve görevlerimiz” başlığıyla yapılan değerlendirmelerin yanı sıra dergide yer alan diğer konu, başlık ve yazarlar şöyle;

-Kriz koşulları olağanlaşıyor (Aşkın Süzük)

Olası bir ekonomik krizin şiddetli çöküşe dönüşmesini engellemeye çalışan hükümetin tüm çabalarına karşın riskler artıyor. Son açıklanan işsizlik göstergelerinde, Türkiye kapitalizminin sadece güncel çıkmazları değil yapısal zaafları da izlenebiliyor. Türkiye kapitalizmi, halkı bağladığı ideolojik silahlarını bir bir kaybediyor.

-Çözüm mü sorundan çıkar sorun mu ‘çözüm’den? (Doğan Can Oruçoğlu)

Kıbrıslı-Türk aydın Ahmet An, Yazılama Yayınevi’nden çıkan “Kıbrıs: Taksim mi, federalleşme mi?” adlı son kitabında, “çözüm için arabulucu” maskesini takan emperyalistlerin Kıbrıs sorununun ortaya çıkışındaki rolünü deşifre ediyor. Kıbrıs sorununa ilişkin önemli gelişmelerin yaşandığı bir sırada, süreci tutarlı bir şekilde anlamlandırmak isteyenlerin yardımına yetişen kitap, emperyalizmin önerdiği “çözüm”ün sorunun ta kendisi olduğunu ortaya koyuyor.

-Aydınlanma mücadelesi süreklilik ve tutarlılık istiyor (Ahmet Çınar)

Önceki iki yazıda, AKP ve Erdoğan eliyle karartılan 2016’nın gericilik sicilini özetlemeye çalışmıştık. Geçtiğimiz yıl gericiye gerici, yobaza yobaz diyenler, önemli bir adım atarak Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin kuruluşunu ilan ettiler. Aydınlanma Hareketi yıl boyunca imam hatip dayatmasına, zorunlu din dersi zorbalığına ve Diyanet saltanatına örgütlü mücadele sürdürdü. 

-‘En güzel şiirleri birlikte yazacağız’

Şairin karanlık günlerde umutsuzluğu değil umudu üretmesi gerektiğine söylüyor Mehmet Barış, komünist bir şair olmayı da şu sözlerle tanımlıyor: “Düşünün bir kez, sınıf kardeşlerinizle birlikte yürüyorsunuz ve onlar sizden yeni yolculuk şiirleri bekliyor. Bundan daha güçlü bir motivasyon olabilir mi?”

-Binlere bedel bir komünist: Şoför İdris

İdris Erdinç’i 17 Ocak 1996’da yitirdik. Türkiye Komünist Partisi’nin Şoför İdris’i 82 yıllık yaşamının 67’sini parti üyesi olarak geçirdi. Lakabını en fazla şoförlükten kazandığı parayı partisine götürüp verdiği için sevdiğini söylerdi. 80 yaşında parti kortejinin ön sırasında tulumuyla yürümeyi sürdürdü.

-Sosyalist devrim stratejisi ve TKP (Kemal Okuyan)

Sosyalist devrim stratejisi, yeni bir toplumun kuruluşunu bilinmeyen bir geleceğe havale etmek yerine güncel bir zorunluluk ve gerçeklik olarak kabul ettiği için, işçi sınıfının çürümenin parçası olmasını engelleyecek siyasal ve ideolojik temelleri de üretir. Sosyalist devrim stratejisi mücadele eden işçiyi, gelişkin örgütlenme biçimleriyle, güzeli ve iyiyi sürekli güncelleyen kentli bir kültürle ve sosyalist kuruluş için gerekli bilgi ve donanımla besleyecek yegane stratejidir.

-Parti nedir? (Oğuz Kavala)

Parti bir araçtır. Sosyalist devrim mücadelesinin aracıdır. Partiyi fetişleştirmek, kendisini bir amaç haline getirmek bu ilkeyle çelişir. Partiyi “herhang bir şey” olarak görmek, onun tarihsel olarak kurulan bir şey olduğunu, istediğiniz zaman çöpe atıp yenisini alacağınız bir şey olmadığını unutmak ise ilkenin kendisine ihanettir. Hiçbir “araç” işçi sınıfının öncü partisinin yerini tutmaz.

 



İndir