Basın Açıklamaları

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. Tarihe, kadın dokuma işçilerinin kavgasının ürünü olarak kazınan 8 Mart, 2015 Türkiye’sinde herhangi bir anmayı değil kadınların gericiliğe karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesini ifade ediyor ve kavganın zorunluluğunu hatırlatıyor. Çünkü burası AKP karanlığının her gün kadınları boğduğu, tecrit ettiği, işsiz bıraktığı, tecavüz ettiği bir ülke…

Büyük yazarımız Yaşar Kemal’i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ülkemizin başı sağ olsun.
Yaşar Kemal, yalnızca edebiyat tarihine ait herhangi bir parçamız değildi. O, bu toprakların kültürel dokusunu, çağlar boyu akıp gelen insanı, ta içinden tanıklıklarla destanlara dönüştürmüş, geleceğe taşımış bir ustaydı.
Destanları halk yazar. Yaşar Kemal halktı.
Bu yüzdendir, artık yazamayacak olmasının, öldüğü anlamına gelmemesi. Bu yüzdendir, fizik kaybının, halkımıza ve mücadelemize kattıklarının eksilmesi demek olmadığı.

Hırsız katil Erdoğan
Son bir hafta içinde onlarca insan gözaltına alındı, Pazar sabahı itibariyle bunların üçü tutuklandı. "Hırsız katil Erdoğan" dedikleri için.
Diktatörün yargısı her şeyi yapabilir ama gerçekleri değiştiremez.
Erdoğan aile boyu hırsızdır, Erdoğan katildir.
Bunu duymak istemeyenlere kötü bir haberimiz var. Gerçekler siz onlardan kaçtıkça peşinizden gelir.
Artık dağda taşta bunu okumaya, her yerde duymaya hazır olun.

Basına, Kamuoyuna ve Halkımıza
BOYKOT BAŞARIYA ULAŞMIŞTIR
13 Şubat günü Birleşik Haziran Hareketi'nin Aralık sonunda yaptığı çağrıyla yapılan "Laik ve Bilimsel Eğitim için Uyarı Boykotu" başarıya ulaşmıştır.
Gözaltı, tutuklama, gençleri, aileleri, öğretmenleri yıldırmaya dönük korkutma çabalarına rağmen boykotun hayata geçirilmesi için büyük bir kararlılıkla çalışmalarını sürdürmüş olan tüm Hazirancı dostlarımızı selamlıyoruz.

Özgecan’ın katili AKP düzeni…
ÖZGECAN ASLAN’IN HESABINI SORACAĞIZ!
Bir kadın cinayeti daha... Bıçaklanarak öldürülüyor ve ardından yakılıyor. Özgecan Aslan, Tarsus’da üniversite öğrencisi bir genç kadın, henüz 20 yaşında…
İnsani hiçbir sıfat ile nitelenemeyecek bu vahşetin failleri henüz ayrıntılar netleşmese de tespit edilmiş. Fakat katillerin yakalanması vicdanımızı rahatlatmadı, rahatlatmayacak.
Anaakım medyada ‘yetkililerin’ açıklamalarını okumaya başladık bile… Olayı kriminalize ederek vakayi adiye sunumu ile ‘katilleri yakaladık’ açıklamaları yapılmaya başlandı. Zaten kzlı-erkekli aynı evlerde, yurtlarda kalan, zaten ‘uygun bir kısmet bulup evlenmesi gerekirken nedense okuyan’ ve illa ki hep sorun çıkaran üniversite öğrencilerinin –hele ki kadınsa- ‘tek başına(!), o saatte (!), orada (!) ne işi olduğu’nu pişkin pişkin ima eden açıklamaların da eli kulağındadır.

İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Beria Önger’i sonsuzluğa uğurlarken…
SOSYALİZM KADINLARLA KAZANACAK!
1970'li yılların etkili ve devrimci kadın örgütü İKD’nin ilk ve tek genel başkanı Beria Önger aramızdan ayrıldı.
1975 yılındaki kuruluşundan darbe öncesi kapatılmasına kadar yurt çapında etkili ve sonuç alıcı çok sayıda siyasi kampanyaya imza atan İKD, düzenin kadınlara dönük ağır saldırısına karşı önemli bir cephe açtı.
2015 Türkiye’sinde ise, memleket yıllardır koyu bir karanlığın pençesinde ve kadınlar, gericiliğin, sömürünün ve şiddetin her türünün en ağır sonuçlarıyla yüzyüze...
Fakat umut var.
2013 Haziran’ında evlatlarını korumak için birbirine uzanan, kütüphaneye kitap yaralı bedenlere ilaç taşıyan ellerin gücü, kararlılığı ve aklı var. Arkasında, onurlu bir mücadele tarihi var.

Türkiye işçi sınıfının mücadele örgütlerinden Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun 48’inci yaşını kutluyoruz. Komünist Parti, Türkiye işçi sınıfının sermayeye karşı elde ettiği kazanımlarda emeği ve alınteri olan DİSK’in kurucu kadrolarını ve militan öncü işçilerini, bu vesileyle bir kez daha selamlar.
Bugün, DİSK’in öncü işçileri ve üyeleri, sermaye iktidarının metal işkolundaki grev yasağıyla karşı karşıya. AKP’nin ‘yeni Türkiye’si, patronlara engelsiz sömürü vaat ediyor. Bu sömürü, sadece grevleri yasaklamakla, işçileri işsiz bırakmakla, sendikasızlaştırmakla, iş cinayetleriyle kalmıyor. Aynı zamanda, işçilerin patronlara biat etmesini, hak kavramını unutmasını, kader diye her türlü haksızlığa boyun eğmesini dayatıyor. Sermaye için dikensiz gül bahçesi istiyor.

Halkımıza
8 Şubat Pazar günü miting alanında olacağız. Zorunlu din derslerine ve imam hatipleştirmeye, yaşamın tüm alanlarında dinselleştirmeye, siyasetin, toplum yaşamının din kurallarına göre şekillendirilmek istenmesine karşı bilimin ve uygarlığın aydınlık geleceğini savunacağız.
8 Şubat Pazar günü, Kadıköy'de Birleşik Haziran Hareketi saflarında yürüyeceğiz.
Çağrımız halkımızadır.
Belirli bir dini inancın, belirli bir mezhebin takipçisi olduğumuz için değil.

7 Şubat'ta 51.cisi örgütlenecek olan Münih Güvenlik Konferansı, daha öncekilerde olduğu gibi, bu yıl da emperyalist devletlerin yeni savaş ve sömürü stratejilerine yataklık edecek. Bu konferans ile, uluslararası haydutluğun amiral gemisi NATO'nun savaş politikaları strateji boyutuyla yeniden ele alınacak ve medya üzerinden meşrulaştırılacak.
“DİYALOG”, GÜCE DAYALI İKNA; “BARIŞ”, SÖMÜRÜ VE BASKI STATÜKOSUDUR
Münih Güvenlik Konferansı'nda 2008 yılına dek ''Diyalog ile barış'' motosu altında ödüller dağıtılıyordu. Emperyalist baronların diyalogdan anladığı ise yalnızca “zora dayalı ikna” idi; tıpkı barıştan anladıklarının sömürü ve baskı düzeninin “mezar sessizliği” olduğu gibi.

Komünist ve İşçi Partileri Uluslararası Toplantısı Çalışma Grubu 31 Ocak - 1 Şubat tarihlerinde İstanbul’da Komünist Parti’nin ev sahipliğinde toplandı.
Belçika Emek Partisi, Brezilya Komünist Partisi, Bohemya ve Moravya Komünist Partisi, Hindistan Komünist Partisi, TUDEH (İran), AKEL (Kıbrıs), Küba Komünist Partisi, Lübnan Komünist Partisi, Portekiz Komünist Partisi, Rusya Federasyonu Komünist Partisi, Rusya Komünist İşçi Partisi, Ukrayna Komünist Partisi ve Yunanistan Komünist Partisi’nin katıldığı Çalışma Grubu’nda bu yıl 17.’si gerçekleştirilecek toplantının hazırlıkları görüşüldü.